Gezgin Süleyman

Gezgin Süleyman

İstanbul’da kızını gördükten sonra Balkan ülkelerine doğru yola çıkan gezgin Süleyman çok heyecanlıymış. Daha önce birçok kez yurt dışına çıkmış ama ilk kez balkanlara gidecekmiş. Süleyman dede her yeni yerleri görmeden önce kendince yaptığı bir alışkanlığı yapmış. Canı nerde isterse, hangi petrol ofsini beğenirse ya da hangi şehrin yapısını belirlerse orada kalacakmış. Pasaportunu, arabanın belgelerini ve bir miktar parasını hep yanında taşıyormuş.

Süleyman dede Sofya’ya vardığında baya bir acıkmış ve kızının notladığı meşhur bir lokantaya gitmiş. Karnını bir güzel doyurmuş, sonra da lokantanın önünde fotoğraf çekilmiş veeee şehri gezmeye başlamış. Gözüne güzel gözüken her yerde sokaktaki insanlardan rica edip kendi fotoğrafını çektirmiş. O gece orda kalmamış ve doğru Sırbistan’a geçmiş. Sırbistan’da askerlik arkadaşı varmış ve 2 gün orada kalmaya karar vermiş.

Arkadaşıyla beraber önce başkenti gezmişler, müzikli sohbetli bir yemek yemişler. Tüm eski zamanları yad etmişler, arkadaşlarını hatırlamışlar. sonraki gün beraber hediyelik alışverişine çıkmışlar. Gezgin Süleyman kızına, oğullarına, kardeşlerine minik minik hediyeler almış. O akşam yemeğinden sonra eşyalarını arabaya yerleştirip Hırvatistan’a doğru yol almış. Hırvatistan’ın ünlü ve önemli yerlerini gezip artık Almanya’ya geçecekmiş.

Hırvatistan için kontrol noktasından geçmiş ve merkeze doğru gidiyormuş ama birden arabası bozulmuş. Araba çalışmıyor ve kaputu açtığında da birden bir ateş çıkmış. Süleyman dede ne yapacağını şaşırmış ve hemen yardım destek çağırmak için Hırvatistan polisini aramış.

Gezgin Süleyman

Süleyman dedenin ingilizcesi uzun yıllar yurt dışında çalıştığı için gayet iyiymiş ve hemen yaşadığı durumu polise anlatmış onlar da yardım desteği hemen gönderiyoruz demişler.
Arkadaşının verdiği atıştırmalıkları yemeye başlamış. Dakikalar Süleyman dedeye saat gibi geliyormuş. Hava soğumuş, arabanın içinde yardımı beklerken uyuya kalmış. O sırada yanına bir araba durmuş,
-“İyi misiniz beyfendi? Bir sorun mu var?” demiş.
-“Türk olduğumu nereden anladınız?” demiş.

-“Plakanızdan efendim, buralarda akdeniz plakası görmeyeli uzun zaman olmuştu.” demiş kadın gülerek.
Daha sonra Süleyman dede arabadaki sorunu tek tek anlatmış genç kadına. Kadın arabalardan anlıyormuş hatta bir dönem babasının araba tamir dükkanında çalışmış. Kadın arabadaki sorunu birkaç dakika uğraşıp kısmen çözmüş.
-“Arabada bulunan ekipmanlar, her zaman işe yarıyor.” demiş gülerek.

-“Çok teşekkür ederim kızım. Yanlış anlamazsan ben gezi turum için bir albüm yapıyorum da, arabayı tamir ederken senin fotoğrafını çeksem sorun olur mu? Çocuklarıma ve kardeşlerime bu anı anlattığımda göstermek isterim.

-“Tabii, hatta beraber de çekilelim. Ben de hatira kalsın.” demiş ve birkaç fotoğraf çekilmişler. Tam o sırada da yardım gelmiş ve arabanın sorununu, kadının ne yaptığını dinlemişler. Nolur nolmaz diye Süleyman dede ile merkeze kadar arkalı önlü sürüp hemen bir tamirciye gitmeleri gerektiğini söylemişler. 3 araba yavaş yavaş merkeze kadar gitmiş ve merkezdeki tamircide arabayı hızlıca tamir etmişler, bakımını yeniden yapmışlar.

Sabah saatleri olduğundan genç kadına yardımlarından ötürü kahvaltı ısmarlak istemiş. Genç kadın kabul etmiş ve onu çok güzel bir kahvaltıcıya götürmüş, bu yer tepedeymiş ve güzel bir manzarası varmış.
-“Hiç tanışmadık, benim ismim Süleyman, Mersin’den İsveç’e doğru yolculuğa çıktım arada İstanbul, Sofya, Belgrad ve işte buraya uğradım. Buradan da Hollanda, Almanya ve İsveç yapacağım.” demiş gezgin Süleyman.

-“Harika bir şey bu. Çok tebrik ederim sizi, valla imrendim yolculuğunuza. Benim adım da Ayşegül. Burada yaşıyorum, öğretmenim. Ben burada doğdum ama ailem sayesinde Türkiye ile bağlantımı hiç kaybetmedim. Sık sık gider gelirim. ” demiş Ayşegül.

İki yeni arkadaş, birbirlerine hikayelerini anlatıp durmuş, kahvaltı uzamış uzamış. Ayşegül Süleyman dedeyi başkentin en turistik yerlerine götürmüş, gezmişler beraber ve her yerde Süleyman dedenin fotoğrafını çekmiş.
O akşam tekrar yola düşerken Süleyman dede çok güzel bir dostluk kazanmış. Artık bir sonraki turunda Hırvatistan’da öylesine değil Ayşegül öğretmeni görmek için geçecekmiş.

Hafızasına, albümüne bir sürü anı ve hikaye ile tekrar yola koyulan gezgin Süleyman bir kez daha iyi ki yola çıktım diye düşünmüş kendi kendine. Yolculuk, yol ona hem bir sürü şey öğretiyor hem de yeni dostluklar kazandırıyormuş. İyi yolculuklar Gezgin Süleyman.

Bu masal ile bağlantılı Süleyman Dede masalını okumak için tıklayın.

 Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.

Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂

Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.
Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir