Minik Tavşan Çeri
Bir varmış bir yokmuş, zamanın birimde uçsuz bucaksız bir ormanda çok yaramaz, yerinde duramayan bir tavşan varmış. Çeri sürekli kendi kafasına göre gezer, arkadaşlarından ve ailesinden uzaklaşır, kimseyi dinlemezmiş. b sık sık arkadaşlarıyla sorun yaşıyormuş. Her sabah kalktığında, Çeri bütün sesiyle,
-“Günaydın! Hadi arkadaşlar, kalkın artık uyumayın. ” diye birkaç kez bağırır, herkes sinirle uyanınca, yavrular ağlayınca da o çoktan uzaklaşırmış.
Uykuyu sevenler, küçük yavrusu olanlar, geç yatmış olanlar ya da sadece uyumak isteyenler her sabah Çeri’ye çok kızıyormuş ama nafile Çeri hiç uslanmadan yapıyormuş. Bir gün bir dağ keçisi bizim yaramaz tavşanın yoluna çıkmış.
-“Gel buraya yaramaz tavşan” demiş dağ keçisi.
-“Geldiiiiiiiim.” Demiş tavşan da gülerek.
-“Her sabah kalktığında bağırma artık yeter. Yavrularım senin seninle uyanmaktan iyice huysuz oldular. Onlar daha küçük uykularını almaları lazım. Sessizce uyan gideceğin yere git.
Sen uyandın diye herkes uyanmak zorunda mı? Bütün orman senden şikayetçi, daha dikkatli olur musun lütfen Çeri. ” demiş dağ keçisi.
-“Tamaaaaam daha dikkatli olurum.” Demiş yine gülerek Çeri ve her zamanki gibi uzaklaşmış.
Çeri tüm gün gezmiş ve arkadaşlarının yanına geri dönmüş. O kadar yorgunmuş ki hemen uyuşmuş. Sabah olmuş ve Çeri tüm sesiyle yine,
-“Günaydın. Hadi kalkın arkadaşlar. Hava çok güzel, gezelim, dolaşalım.” demiş. Tam bütün hayvanlar ona cevap verip azarlayacakken Çeri yine koşarak ve gülerek uzaklaşmış.
-“Ayy, hepsi en ufak sesten bile rahatsız oluyor. Bu nasıl bir şey hiç anlamadım.” Demiş kendi kendine.
Çeri baya bir gittikten sonra yorulmuş, karnı acıkmış. Bir ağacın dibinde oturmuş dinlemek için, o sırada da etrafında bir sürü ot olduğunu fark etmiş. Böyle mor renkli çok güzel bir otmuş. Çeri bu otun tadına çekinerek bakmış ama bir ısırık almış ve o kadar çok sevmiş ki yemiş de yemiş.
Yedikçe yiyesi gelmiş. Sonra da yorgunluktan uyuya kalmış. Bir zaman sonra kulağına gelen gürültülerden dolayı uyanmış. Çeri kendisini çok tuhaf hissediyormuş. Sürekli ama sürekli en ufak sesi bile duyuyor, taaaa uzaklarda konuşan hayvanları duyuyormuş. Ne olduğuna anlam verememiş ve evine doğru gitmeye başlamış.
Daha az önce uyanmasına rağmen tekrar uykusu gelmiş ve Çeri uyumuş. Uykuya dalmak çok zormuş ama onun için. Çünkü yaprakların hışırtısı, diğer havyaların ağız sesi, adım sesi… Aynı odada kaldığını kardeşi o sırada boyama yapıyormuş,
-“Yeter bir resim seç ve boya. Sürekli sayfaları değiştirme, çıkardığın sesten dolayı uyuamıyorum .” Diye bağırmış. Her şey ama her şey minik tavşan Çeri için büyük büyük seslermiş. Kardeşi Çeri ona bağırdı diye ağlayarak annesinin yanına gitmiş ve annesi de,
-“Kardeşinin ses yaptığını ben duymadım. Neden ona bağırdın, senin neyin var Çeri, hasta mısın?”
-“Bilmiyorum anne, bugün öğlenden beri her sesi ama çooooook uzaklarda ki sesleri bile duyuyorum. Sanki yanımdaki herkes bağırıyormuş gibi.” Demiş minik tavşan.
Çeri o gece uyumak için ormanın en kuytu, en sessiz yerine gitmiş. Gitmiş ama diğer hayvanların uyurken dönme seslerini, nefes alış verişlerini bile duyuyormuş.
-“Offf! Bu çok sinir bozucu.” Demiş Çeri ve tam o an da bu zamana kadar her sabah kendi yaptıkları aklına gelmiş. Bütün hayvanlar tam da uykularının en güzel yerindeyken onun yüzünden uyanıyorlardı. Sonra daaaaa anne dağ keçisinin söyledikleri aklına gelmiş ve çok utanmış.
Sabah olunca koşa koşa arkadaşlarının ve ailesinin yanına gidip herkesten yaptıkları için özür dilemiş. 1 hafta sonra Çeri’nin hassasiyeti geçmiş ve sabahları uyanıp sessizce ormanda gezmeye gidiyor, kimseyi rahatsız etmiyormuş.
Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂
Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.
Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.