Cimri Arkadaş Masalı

 

Uzak ülkenin uzak kasabalarının birinde iki dost yaşarmış. Biri uzun biri kısa boyluymuş. Bu sebeple kasaba halkı onları “Uzun” ve “Kısa” diye çağırırmış. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez; her derdi, her mutluluğu beraber tadarlarmış. Fakat Uzun sohbet ederken devamlı parasızlıktan, fakirlikten yakınırmış. Arkadaşının haline çok üzülen Kısa onun bu durumuna çare aramak için günlerce uyuyamamış. Bir gün bahçede birlikte dolaşırlarken Uzun gözden kaybolmuş.

Daha önce de bahçeye geldiklerinde ortadan kaybolan Uzun yine yok olunca, Kısa şüphelenip onu gizlice izlemeye başlamış. Bir de ne görsün! Uzun gizli gizli ve aceleyle toprağı eşeliyor, açtığı çukura uzun uzun bakıyormuş. Ara ara etrafta kimse var mı diye de endişeyle çevresine göz atıyormuş. Kısa arkadaşının bu endişeli haline çok üzülmüş fakat, “Zamanı geldiğinde derdini bana anlatır,” diye düşünüp susmuş. Bir gece, iki gece, üç gece beklemiş Kısa.

Ancak ne gelen varmış ne giden. Sonunda dayanamamış, Uzun’un her gece baktığı çukura gidip toprağı eşelemeye başlamış. Çukurun içinde bir bez torba belirmiş. İçini açıp bakınca bir hayret çığlığı koparmış; çünkü bez torba ağzına kadar altın ile doluymuş. Meğer Uzun parasını hiç harcamaz, yoksullar gibi yaşarmış. Her gece de buraya gelir harcamaya kıyamadığı paralarına bakar dururmuş. Kısa ilk başta arkadaşına çok kızmış.

Bez torbayı kaptığı gibi arkadaşının evinin yolunu tutmuş. Ancak o sırada aklına daha güzel bir fikir gelmiş. Bez torbayı evine götürüp içindeki eski sandığına döküvermiş. Boş bez torbaya da çakıl taşlarını doldurup eski yerine gömüvermiş. Ertesi gece Uzun her zamanki gibi çukurun içindeki altınlarına bakmaya gitmiş. Fakat içinde altınları bulamayınca başlamış ağlamaya. “Gitti, altınlarım, gitti!” O sırada Uzun’u uzaktan izleyen Kısa ağlayan arkadaşının yanına gelip, “Seninle arkadaş olduğumuz halde bana yalan söyleyip yoksul taklidi yaptın.Şimdi söyle bakalım neden gömdün bu altınları çukura?”

Uzun da, “Evet ben çok zenginim ama bir türlü paralarıma kıyıp da harcayamıyorum. Burada yıllardır biriktiriyorum. Biri çalar korkusuyla da her gün gelip kontrol ediyorum,” diyerek ağlamaya devam etmiş. Buna sinirlenen Kısa, arkadaşına bir ders vermek için altınların yerine koyduğu taşlardan bir tane alıp şöyle demiş, “Peki o zaman Uzun, madem paranı hiç harcayamıyordun, al bakalım bu taşı, dokunamadıktan sonra ha taş, ha altın ne fark eder?”

 Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.

Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂

Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir