Caretta Caretta

Akdeniz’in en güzel maviliklerinde, en güzel ormanların yeşili ile gölgelerini sunduğu, bembeyaz kumların aydınlattığı denizlerde bir caretta caretta cinsi deniz kaplumbağası yaşarmış. Bu büyük ve gösterişli kaplumbağa minik yavrularını bırakmak için karaya çıktığı zaman hariç asla denizden çıkmazmış. İnsanlar da onu sadece Ağustos ayında sahilde gördükleri için bizim kaplumbağaya Ağustos adını koymuşlar.

Ağustos, her yıl kendini masmavi denizlerin kıyılarına attığı için artık herkesi tanır hale gelmiş. Denizin koruyucusu ne zaman gitse orada bekleyen Aslan balıklarını, en kıymetliler lagos ve orfozları, en rengarenk asker balıklarını, aksi ve uzun burunlu trampetleri, tuttuğunu koparan müren balıklarını, rengarenk deniz yıldızlarını ve deniz atlarını herkesi ama herkesi görür, selamlaşır ve bütün kış ne yaptıklarını konuşurlarmış.

Tabi Ağustos’un tek arkadaşları onlar değilmiş. Ara ara denizin dibinde otladığı, kendisine yemek aradığı yerlere sırtında tüpleriyle insanlar da dalıyormuş. Her gün o kadar çok insan görüyormuş ki artık tanımaya bile başlamış onları. Ama bu insanlar ona asla zarar vermiyorlarmış, dokunmuyorlarmış ve ona yemek de vermiyorlarmış. Sadece uzaktan bakıp yollarına devam ediyorlarmış. Bazen beraber fotoğraf çekildiğimiz de oluyor diye kendi kendine gülmüş Ağustos.

Tabi kendini bütün denizlerin hakimi sanan insanlar da yok değilmiş. Bazen büyük tehlikeler de atlattığı oluyormuş ama yavrularını doğurmak için karaya çıkmak, bebeklerin yumurtalarını kuma bırakmak zorundaymış. Zaten sonra o bebekler büyüyüp yumurtadan çıktığında koşa koşa denize geliyorlarmış. Ağustos da doğum zamanını beklerken günlerden yine bir gün denizde kendine yiyecek ararken bir oltaya takılmış. Oltayı ne yaparsa yapsın çıkaramamış. Dişlemiş, savurmuş ama yok. Boğuştukça daha da acı çekiyormuş.

Korku içinde beklemeye başlamış başka bir kaplumbağa gelip yardım etsin diye ya da ipin sahibi onu bıraksın diye.

Ama nerede, bırakın oltayı bırakmayı çekmeye bile çalışıyormuş. İşte tam umutlarının tükendiği bir sırada uzaktan Birol’u görmüş. Birol, denizler altında çok iyi bir dalgıç, denizin üstünde de iyi bir insanmış. Birol’la geçen yıllarda tanışmışlar çünkü günde birden fazla kere ve her gün Ağustos’un bulunduğu yere öğrencileri ile dalış yapıyormuş. Ve deniz canlısı dostu olduğu için onu unutamamış.

Dalgıç Birol, Ağustos’un oltaya takıldığını görünce hemen yanına yüzmüş. Yanındaki aletleri ile oltayı kesmiş. Ağustos’a dokunmadan ona gülümsemiş ve “ben hep buradayım, deniz altı seninle güzel” demiş. Ağustos da gözünü kırpmış ve böyle teşekkür etmiş. Bir daha nasılsa karşılaşacağız diye çocuklarını kıyıya bırakmaya gitmiş…

 Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.

Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂

Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.

Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir