Pembe Vazo

Pembe Vazo

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde güzel bir evin büyük kocaman bir mutfağa varmış. Bu mutfakta her şey varmış; çaydanlık, tost makinesi, kahve makinesi, bardaklar, tabaklar, robot, baharatlıklar… Kocaman mutfağın bir de kocaman bir penceresi varmış. Pencerenin önünde yuvarlak bir masa üzerinde de büyük bir pembe vazo varmış.

Bu vazoya gün aşırı ev sahibi tarafından taze çiçek konulurmuş. Bugün taze yemyeşil yaprakları olan beyaz papatyalar gelmiş, vazo çok mutlu olmuş yeni arkadaşı gelince. Onunla konuşmak için sabırsızlanıyormuş. Akşam yemeği yenmiş, kahveler içilmiş mutfak temizlenmiş ve ışık sönmüş herkes odasına geçmiş. Pembe vazo ile papatya baş başa kalmışlar. Güzel pembe vazo papatya bakarak,
– Hoş geldin!” demiş
Papatyalar da,
-Hoş bulduk!” demişler. Aralarında güzel samimi bir sohbet başlamış. Vazo,
– Ben boş kaldığım zaman üzülüyorum, canım çok sıkılıyor ama siz çiçekler gelince can sıkıntım geçiyor. İyi ki geldiniz.”
– İçinde bulunduğumuz vazoların en rahatı sensin pembe vazo, seni hemencicik sevdik.” demiş papatyalarda.

Aradan iki gün geçmiş, bu arada ev sahibi çiçeklerin suyunu her gün değiştiriyormuş ömürleri biraz daha uzun olsun diye ama birkaç gün sonra papatyalar hafifçe solmaya başlamış. Pembe vazo onları solmuş görünce morali bozulmuş, üzülmüş.
– Papatyalar ben size çok alıştım. Siz iyice solunca sizi atacaklar. Off yaaa!” deyip boynunu eğmiş. Papatyalar da,
– Yapacak bir şey yok malesef pembe vazo. Biz de istemiyoruz ama sonunda bizi heeeeep atıyorlar. Yeni gelenlerle arkadaş olursun sen de, onlara bizi anlatırsın olmaz mı? Biz seni çok sevdik ve senin gibi biz de sana alıştık. Seni hiç unutmayacağız.” demişler.

Ertesi gün ev sahibi vazoyu boşaltmış, bir güzel temizlemiş ve vazoyu tekrar masaya koymuş. Pembe vazo yalnızlık içinde öyle bir kaç gün beklemiş. Sonra ev sahibi güzel kırmızı ve sarı güller ile gelmiş, o güller vazoda yerine almışlar. Pembe vazo pek mutlu olmuş ama sonra kendi kendine hüzünlenmiş.
– Bunlara da yine alışacağım sonra solup gidecekler.” demiş üzgün üzgün.
Kırmızı gül çok sakin ve konuşmayı pek sevmiyormuş ama sarı gül kıpır kıpır sürekli bir şeyler anlatıyor, gülüyor etrafa neşe saçıyormuş. Kırmızı gül’e yanakları ile selam verip, eğilip pembe vazoyu öpüyormuş. Pembe vazo gülerek,
– Senin yanında kimse sıkılmaz, vaktin nasıl geçtiğini anlamaz.” demiş.

Güller baya bir eğlenmiş, pembe vazoyla sohbetler edilmiş ama kırmızı gül sarı gülü
– Biraz daha sessiz olur musun? Akşamları vazomuz bizim yüzümüzden uyuyamıyor.” diye uyarmış
Aradan zaman geçmiş güller hafiften solmaya başlamış, pembe vazoyu yine derin bir üzüntü kaplamış. Güller solmuş ve artık veda vakti gelmiş. Pembe vazoyu sahibi yıkarken,

– Artık dayanamıyorum ben bu ayrılıklara. Çok üzülüyorum, sürekli çiçekler geliyor onlara alışıyorum sonra soluyorlar siz onları atıp başkalarını getiriyorsunuz. Ben çok üzülüyorum.” demiş ev sahibine.
Ev sahibi de,
– Ama bu benim elimde değil pembe vazo dallarından koparılan çiçekler geç de olsa soluyorlar. Ben de seni boş bırakmamak için her seferinde yenilerini getiriyorum. Daha ne yapabilirim?” demiş.
– Canlı çiçek istemiyorum ben artık.” demiş pembe vazo.
Sahibi de,
– Tamam anlaştık o zaman sana artık kuru çiçekler koyarız.” demiş.

Akşamüstü sahibi 8-9 tane çok güzel değişik kuru çiçekler getirmiş. Pembe vazo pek bir memnun olmuş, akşam olunca bakmış çiçeklerden ses seda yok! Seslenmiş, konuşmaya çalışmış hala cevap yok. Pembe vazo çok şaşırmış.
– Güzel çiçekler hoş geldiniz. Nasılsınız?” demiş
Onlar da çok çok sonra

– Hoş bulduk.” demişler. Kuru çiçeklerin pek konuşmaya niyetin yokmuş. Pembe vazo yine de soru soruyormuş ama kuru çiçekler çok kısa cevaplar veriyormuş. Pembe vazo yine üzülmüş 2 gün geçmiş bakmış çiçekler aynı pek sessiz ne yapsam ne yapsam diye düşünürken ev sahibi mutfağa kahve yapmaya gelmi, hemen ona

– Özür dilerim, çok pişmanım. Ben yine canlı çiçekler istiyorum bir daha şikayet etmeyeceğim söz. Bunlar hiç konuşmuyor, ben çok sıkılıyorum. En azından canlı çiçekler de her seferinde farklı kişileri tanıyorum farklı hikayeler öğreniyorum.” demiş.
Ev sahibi de,
– Peki sen onlarla mutluysan tekrar canlı çiçek koyarız. Ben de canlı olanları tercih ederim, hem onlar kokuyor daha güzel oluyor.” demiş.
Böylece pembe vazo hatasını geç de olsa anlamış ve canlı çiçeklerine tekrar kavuşmuş.

 Bu masalı dinlemek için buraya tıklayın.

Sevgili Aileler; Bir Masal sitemizin size ve çocuklara faydalı olduğunu umarak masallar seçiyor, beğendiğinizi ve bizi takip ettiğinizi umuyoruz. Bizlere de faydalı olması açısından lütfen yorum bırakmayı unutmayın 🙂

Bir Masal sitemizin uygulamasını artık Akıllı telefonlarınıza yükleyebilirsiniz, Buraya tıklayarak Google Play’den Bir Masal uygulamamızı indirin.

Masalı yazan : Deniz Altıok. Bu masalın izinsiz kullanılması, kopyalanması ve yayınlanması yasaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir